PÜRİZM: SAFLIKTAN GELEN ŞIKLIK

PÜRİZM: SAFLIKTAN GELEN ŞIKLIK

 

 

 

 

 

 

 

20’nci yüzyılın popüler sanat görüşü: Kübizm

 

 

20. yüzyılın ilk seneleri, Kübizm’in etkisi altında geçiyordu. Fransa’dan çıkarak dönemi etkisi altına alan bu akım, nesneler üzerinde ışığın etkisi gibi geçici etkiler yerine daha derine inmeyi hedefliyordu. Sanattan etkilenen her çalışmada artık akıl egemen olmalıydı. Ve akıl, etkisini nesneleri farklı geometrik şekillerle ifade ederek gösteriyordu. Kübizm; küpler, üçgenler gibi geometrik şekillerden oluşan zengin, gösterişli ve yoğun eserlerle birlikte gittikçe güçlendi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Kübizm’den filizlenen bir fikir

 

 

Sanat akımı değil, perspektif

 

Pürizm bir sanat akımından fazlası; hayat için bir bakış açısıydı. Nesnelerin birbiriyle ilişkilerini ve bu ilişkinin birbirleri üzerindeki duygusal etkilerini önemsiyordu. Pürist bakış açısını resim ve heykellerin yanı sıra; mimari yapılarda ve hatta şehirlerin detaylarında görebilmek mümkündü. Bu denli güçlü bir bakış açısının modayı etkilememesi zaten düşünülemezdi. Birelin olarak biz de 2020/21 Sonbahar/Kış kreasyonumuzda Le Corbusier ve Ozenfant’ın fikirlerinden ilham aldık.

 

 

 

 

Kübizm’in sanat dünyası üzerindeki etkisi sürerken Mimar Le Corbusier ve ressam Amadee Ozenfant biraz daha farklı bir bakış açısı ortaya koydular. Eserlere daha saf bir matematik düzen ve mantık gelmeliydi. Bu felsefeyle gereksiz kalabalığı reddeden ve duyguya odaklanan minimal eserler üretmeye başladılar. Özellikle 1914 yılından sonra ortaya çıkan kübist eserlerdeki “resmedilmeye değer yanı” ve dekoratif yönleri eleme fikrini seçtiler.

 

Le Corbusier ve Ozenfant, 1918’de “Kübizm Sonrası” isimli eserleriyle Pürizm’i net bir şekilde ortaya koydular. Böylece adını “saflık, doğallık” gibi anlamlardan alan Pürizm, Kübizm’in bir dalı olarak gelişen ama Kübizm’in “süslülüğünü” reddeden bir akım olarak doğmuş oldu.

 

 

 

 

 

Sadeliğin gücü

 

 

Birelin’in bu sezonki kreasyonunda sadelik hakim. Belli bir ahenk içinde duyguları harekete geçiren tasarımlar, iş kadınının günlük hayatına “saf şıklığı” getirmeyi hedefliyor.

 

Saf şıklık, kat kat giyinmeye veya aksesuar kullanmaya karşı olmak anlamına gelmiyor. Sadece “gereksiz gösteriş yapmamayı” seçiyor. Birbiriyle ahenk ve kontrast yaratan kat kat parçalar giyebilir, sezon renklerini tercih edebilir ve aksesuarlarla kombinlerinizi güçlendirebilirsiniz. Önemli olan yaratmak istediğiniz duyguyu mümkün olan az parçayla betimlemek...

 

 

 

 

Teknoloji, gelişen yaşam alanlarımız ve biz…

 

Pürizm’in bir diğer güçlü yanı ise teknolojiyi ve makineyi kucaklaması. İnsan-mekan-teknoloji üçgeni ve bu ilişkinin etkileri Pürizm’i etkileyen en büyük konulardan olmuştur. Bu etkinin en güncel örneği olarak pandemi sürecini verebiliriz. Pandemi sebebiyle yaşam alanlarımızın üzerimizdeki etkisini her zamankinden çok daha yoğun hissettik. Öyle ki; rahat giyimin, şık giyimden daha önemli hale geldiğini söylemek mümkün.

 

 

Rahat kıyafetlerin öneminin artmasıyla oversize kıyafetler, ipeksi gömlekler, bol ve akışkan pantolonlar, bol ve uzun çizmeler kombinlerde daha çok yer almaya başladı. Bu sezon ofiste çalışırken evden çalıştığımız gibi rahat edebilir, mesai bitiminde çantamızı alıp bir etkinliğe katılabiliriz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Geometriyi seviyoruz

 

Üçgenler, yamuklar, daireler, kareler ve hatta kaz ayakları…

Pürist bir bakış açısıyla bakın; kıyafetlerin geometrik yüzeylerden oluştuğunu göreceksiniz. Ayrıca bu desenler kıyafetlerin tasarımına girdiğinde onlara saf duygular katıyor ve onları birer sanat eserine çeviriyor.

 

 

 

 

 

 

Etiketler: Moda
Kasım 04, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR